Reklam 1

Recep Tayyip Erdoğan "Bu Bir İstiklal Mücadelesidir!" Konuşmasından Önemli Notlar..


Birileri laf üretir biz ise icraat üretiriz.
Aramızdaki fark bu.
Bu Bir İstiklal Mücadelesidir!

En önemli ölçü halkımızın bu noktadaki iradesidir.
Kardeşlerim şu ana kadar olan sürece bakıldığında,
yaşananlara bakıldığında
öngörümüzde ne kadar haklı olduğumu ortaya çıktı ve çıkıyor.

Yani izzetini, azizliğini gerçekten hak etmiş bir millete sahibiz.
Böyle bir milletin evlatlarıyız.
Ama aynı zamanda çok çileler çekmiş,
çektiği çileler adeta yüzüne,
yüreğine işlemiş bir milletiz.

Böyle bir milletin mensuplarıyız.
Geriye dönün, Anadolu'nun, Trakya'nın şehirleri,
kasabalarıyla, köyleriyle
yaşadığı o uzun tarihi gözünüzün önüne getirin.
Her neye ihtiyacı varsa hep millete gidildi.
Paraya ihtiyaç varsa millete gidildi.
Eğer fedakarlık, cefa gerekiyorsa,
bir yükün, bedelin altına girilmek gerekiyorsa
tek adres milletti, millete gidildi.
Ama o aziz millet,
karar süreçlerinin hiçbirinde yer almadı,
milletin görüşlerine başvurulmadı,
milletin hissiyatı dikkate alınmadı,
milletin itirazına kulak verilmedi.
Cefayı çeken her zaman millet oldu ama
sefayı bir avuç seçkin zümre sürdü.

Öküzünü vereceksin dediler, hiç itiraz etmedi.
Kara sabanın önüne kendisi geçti, tarlasını sürdü, öküzünü verdi.
Buğdayından, tavuğundan, horozundan pay vereceksin denildi,
bağrına taş bastı, midesine taş bağladı varını yoğunu verdi.

Biricik evladını, yavrusunu, ana kuzusunu,
yüreğinin parçasını askere gönderdi,
tabut içinde geri getirdiler,
yutkundu, olduğu yere çöktü,
vatan sağolsun deyip, kaderine razı oldu.

Ama yol, hastane, okul istedi yapmadılar,
doktor, hemşire, öğretmen istediler göndermediler, yetiştirmediler.
Huzur, emniyet, istikrar istedi bunu da vermediler.
Hani o acıklı türküde diyor ya

'Şavata'dan Ankara'ya ses gitmiyor.
Bizim gitmeye kuvvetimiz hiç yetmiyor.
Malımız yok, yolumuz yok,
Ankara'ya ses verecek dilimiz yok.
Bu ne biçim memlekettir oy.'

İşte bu millet, asırlarca adeta inim inim inledi.
Bir anne düşünün, yavrusunu 9 ay karnında taşımış,
beslemiş, büyütmüş, yürütmüş,
yavrusunu canından bir can, parça olarak görmüş,
delikanlı olunca eline, saçına kınalar yakmış,
duvarlar, davulla, zurnayla askere uğurlamış.
Yavrusu şehit olup, tabut içinde geri geldiğinde
düşmanı sevindirmeyeceğim diyerek,
bir damla göz yaşı dökmemiş,
başını bir an yere eğmemiş.
Vatan sağolsun diyerek,
Anadolu kadınının ne mübarek,
ne aziz, ne yüce bir varlık olduğunu bütün dünyaya göstermiş.
Bu başka analarda olmaz, bu ancak bizim analarımızda olur.

-"Kazanan darağacı oldu"
Ama bir devlet dairesine gidince yüzüne bakılmamış,
'başörtülüsün, sen buraya giremezsin' demişler.
'Başörtülüsün, sen okuyamazsın',
'Sen köylüsün, taşralısın, fakirsin' demişler.
Yetmemiş daha da ileri gitmişler,
'Sen makarnacısın',
'Sen aptalsın',
'Sen göbeğini kaşıyansın',
'Bidon kafalısın' demişler.
Bu ülke bunları gördü. 

Daha yakın zamanlara kadar bu ülke, bunları yaşadı.
Onun kendi iradesini ortaya koyarak verdiği oyu,
bu zihniyetle değerlendirmişler.
Herşeyi ama herşeyi milletten aldılar
ama milletin görüşünü, fikrini, hissiyatını, zerre kadar önemsemediler.
Demokrasiye geçilmiş olması,
sandığın ortaya konması,
millete seçme hakkı verilmesi bile
milletin kararının, milletin itirazının duyulmasına yetmedi.
Merhum Menderes gibi,
milletten, milli iradeden bahseden siyasetçiler geldi
ama sonuçta kazanan darağacı oldu,
cellatlar oldu,
kazanan yine CHP oldu.
Yine sermaye, yine seçkinler oldu.
Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın,
bu ülkede medyanın dediği oldu,
sermayenin dediği oldu,
demokrasi dışı kurulların,
çetelerin,
mafyanın dediği oldu."

Bir zamanlar böyleydi ama şimdi;
Bu ülkede artık iktidarları siz belirliyorsunuz

Bu ülkede artık iktidarları siz belirliyorsunuz.
Bir yerlerden talimatla değil,
siz, bu milletin evlatları belirliyor.
Bu ülkede kararları artık siz veriyorsunuz,
milletim veriyor,
bundan rahatsız oluyorlar. 

Siz sandıkta ne derseniz o oluyor.
Artık bu ülkeyi idare fırkası değil,
sizler, yani millet idare ediyor,
bundan rahatsız oluyorlar. 

Her meselenin çözüm yeri işte burasıdır, TBMM'dir.
Fakat birileri çıkıyor,
'siz çoğunluksunuz ama azınlığa zulmediyorsunuz.'
Azınlığın güvencesi biz olduk.
Bugüne kadar azınlığa bu ülkede hiçbir zaman hakları verilmedi.
Biz onların haklarını da güvence altına aldık.
Az oy alan siyasi partileri söylüyorsan,
onların bu dönemde yaptıklarını hiçbir dönemde
muhalefette olan iktidarlar yapmadılar, yapamadılar.
Ama bu dönemde yaptılar.
Bu ülkenin Başbakanı'nı kalkıp, iktidarları kalkıp
Batı'ya gidip şikayet edecek kadar bunlar alçaldılar.
Burada Parlamento'da yaptıklarınız yetmiyor mu,
gidip bunu Batı' ya ne anlatıyorsunuz?
Batı'nın hangi ülkesinde muhalefette olan siyasi parti,
Türkiye'ye gelip de kendi iktidarlarını şikayet etti,
bugüne kadar hiç duydunuz mu?
Onlar yeri geldiğinde
otururlar ülkenin menfaati için her türlü dayanışmayı yaparlar.
Ama bizim ülkemizde böyle bir dayanışmayı hiçbir zaman göremezsiniz.
Tam aksine atılacak her türlü olumlu adımın
her zaman karşısında olmuşlardır.
Kardeşlerim,
bu ülke artık kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarla yönetilemez.
Bu ülke artık faiz lobisi,
medya lobisi,
sermaye lobisi tarafından idare edilemez.

Dikkat edin sadece ve sadece yıkmanın peşindeler. 
Sadece yıkmaya çalışıyorlar
ama yapmak gibi bir dertleri, yapmak gibi bir hedefleri yok.
'AK Parti gitsin, Hükümet gitsin' diyorlar.
AK Parti'nin, Hükümet'in yerine, geçmişte,
eski Türkiye'de olduğu gibi kaosu,
belirsizliği, istikrasızlığı, yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları öneriyorlar.
Milletin devre dışı olduğu
idare fırkasının memleketi idare ettiği
ve hep belli kesimlerin kazandığı
bir Türkiye özlemi içinde her türlü ahlaksız saldırıyla üzerimize geliyorlar.

Şunu da buradan açık açık ifade ediyorum;
CHP'nin iradesine bu süreçte çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur.
MHP'nin iradesine bu süreçte çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur.
Gizli görüntü kayıtları, gizli ses kayıtları
CHP'yi de MHP'yi de esir almıştır.
CHP'nin gizli görüntü kayıtlarıyla nasıl şekillendiğini,
Sayın Baykal'ın nasıl gönderildiğini tüm millet açık, net şekilde gördü.
Bu oyunun arkasında da paralel yapı vardı.
Bunu ben ilan ettim.
Şimdi onlar düşünsünler,
şimdi onlar gidip paralel yapıyla irtibat kursunlar, o dostlarıyla...

'Ya bunu nasıl ortaya çıkardınız, nasıl böyle bir şeyi yapsınlar'
diye onlar sorsunlar, onlar arasınlar, onlar bulsunlar.
İşte o şekillenme devam ediyor.
O şekillenme CHP'nin aday belirleme sürecinde
kendisini çok net biçimde hissettiriyor.
Yolsuzluktan ihraç ettiklerini aday yapıyorlar.
Kendi içlerinde aday yokmuş gibi
bir çok şehirde dünya görüşlerini
asla paylaşmadıkları kişileri gördüğünüz gibi aday gösteriyorlar.
Takdirleridir, saygı duyarız, hayırlı olsun.







Recep Tayyip Erdoğan "Bu Bir İstiklal Mücadelesidir!" Konuşmasından Önemli Notlar..
Kaynak: Recep Tayyip Erdoğan: Şimdi onlar düşünsün!

Yorum Gönder

0 Yorumlar